Beyazateş Adası Murat Erman
Floransalı katolik Attilio, Dalmaçyalı ateşetapar Rinascimente Salamendre, Bizanslı Hıristodulos, Osmanlı Sinan-i Atik bin Abdullah ve Leukophyrs´li Anatole... Bunların hepsi tek ve aynı kişi: Biz onu (onları) Fatih camii ve külliyesinin mimarı azatlı köle Sinan olarak biliyoruz. Murat Erman ´yeniden doğu´ inancı doğrultusunda altı yaşamla donattığı Mimar Sinan-ı Atik´i, yüzlerce yıl yaşayabilen, her kişiliğe girebilen, her yaratığa dönüşebilen ´Üveys derviş´ kimliğine sokmuş. Bu simgelerle dolu romanda, yazar, insanı ´olmak´ eylemi içinde varlaştırıyor.
´Bu satırların yazarı ben Pîr Mimar gömüldüğüm mezarda yeniden doğdum ve benimle birlikte Taklib-i Dineyn Halvetiyle Yolu...´ Beyazateş Adası´nda Osmanlı üst yönetici sınıfının ´çift´ dinliliği vurgulanırken Fatih Sultan Mehmet de laik bir bilimsever olarak sunuluyor. Sinan´ın ve Fatih´in romanesk ve yapıntı kimlikleri sergilenirken metin dışında bir tarih tartışması da kışkırtılıyor. Büyük romanlara özgü bir ´provakasyon´la karşı karşıya bulunuyoruz.
Dahası: romanın anlatıcısı, günümüz İstanbul´una Ayasofya´nın onarım işlerini planlamaya gelen İtalyan mimar Ermano Muratore Sinan-ı Atik´in yedinci hali mi ve romancı Murat Erman ile Ermano Muratore aynı kişi mi? Öte yandan Sofia, Yasemin ve Gelsomine aynı kadın ise, beş yüz yıl süren bir ölümsüz aşk da söz konusu.
Murat Erman, elli yaşında yayınladığı bu ilk romanıyla gerçek bir romancı olduğunu kanıtlıyor.
|
Peşin |
80 |
80 |
|
Peşin |
80 |
80 |
|
Peşin |
80 |
80 |
|
Peşin |
80 |
80 |
|
Peşin |
80 |
80 |
|
Peşin |
80 |
80 |
|
Peşin |
80 |
80 |
|
Peşin |
80 |
80 |
Ürüne ait yorum bulunmamaktadır.